Babalar günü hediye tavsiyesi ya da babalar günü babama ne alsam?
1998 de öğlen 11 gibi babamın yanından ayrıldım. İstanbul'a gelecektim. Bana "Seninle garaja kadar geleyim mi?" dedi. Ben de "yok beaaa" gibi gayet cıvık bir şekilde cevap verdim....
Nereden bilebilirdim ki onunla son kez konuştuğumu, onu son gez gördüğümü, onu son kez öptüğümü, ona son kez sarıldığımı.
![]() |
Babam... Koca çınar... Gölgesi yeter! |
Öğlen 12 otobüsü ile şehirden ayrıldım. Akşam 9 gibi haber geldi. Gece 12 otobüsü ile şehir'e geri döndüm.
Evde tek başıma film izliyordum. Annem ablamla beraber komşuya çıkmıştı. Sonra ağlayarak geldiler. Annem babamın hastalandığını, hastaneye kaldırıldığını söylüyordu. Gel gelelim komşunun küçük çocuğu beni gördüğünde, "abi baban ölmüş, haberin var mı?" dedi.
Otobüs de sigara içe içe gittik memlekete. Ağlıyorum ama bir yandan da şaka gibi geliyor. Babam mı ölmüş? Nasıl ya... Babalar ölmez ki... Hem daha gündüz gördüm onu. Gayet sağlıklı.
Eve geldiğimde sanki sağdan soldan babam çıkacak da şaka yaptık diyecek gibiydi. Ta ki beyaz çarşafın altında yatan babamı görene kadar. Ama hala garip geliyor biliyor musun? orada cansız beden yatıyor ama şaka gibi.
Ertesi gün ölüm işlemleri için çarşıda bir kaç yere gidildi. Şehirde hemen hemen bütün cenazeler çarşıdaki büyük camiiden kalkar. Musallat taşının arkasında küçük kara tahta var ve o gün ölenler oraya yazılır. o kara tahta da babanın ismini görmek çok acayip. Hayatın bir şakası gibi. Hala inandırıcı gelmiyor.
Öyle ki babamın cenazesini sırtımız da mezarlığa taşırken kalabalıkta birini gördüm. Babamla arası biraz açıktı. Küs gibilerdi yani. "Aaa cenazeye o gelmiş" dedim içimden. "Eve gidince babama söyleyeyim" Omuzundaki tabut da babanı taşırken bile şaka geliyor yahu!
Gasilhaneneye bıraktık sanırım tabutu. Rahmetli amcam "son bir kez görmek ister misin?" dedi. Yok dedim. Tabutun içine yastık gibi şeyler koymuştuk. Babam taşıma esnasında sabit dursun diye sanırım. Amcam "o zaman bu yastıkları eve götür" dedi. Yastıkları götürürken "keşke görseydim"dedim içimden.
Yastıkları bırakıp geldiğimde 2000 senesinde askerde rahmetli olan çocukluk arkadaşımı gördüm. Gasilhane de su yokmuş. Görevli ondan kova ile su getirmesini söylemiş. Ben de yardım ettim. İçeri girdiğimde babamı gördüm! Morarmaya başlamış... Gözler kapalı, sonsuza yatmış. ooooooooffffffffffffffffffff of
Başlık da dedim ya hediye mediye tavsyesi falan. git sarıl lan! Cidden git sarıl. Ama öyle bir sarıl ki sanki onu son kez görüyormuş, son kez öpüyormuş, son kez sarılıyormuş gibi.
Aslında bu örnek tüm sevdiklerimiz için. İlla ölmesini bekleme be. Git sarıl.
Kal sağlıcakla.
Yorumlar
Yorum Gönder